Aylardır hiç yazasım gelmiyor. Onca badireler oldu. Ligler başladı. Dördüncü hafta geride kaldı. Canım hiç ama hiç yazmak istemiyor. Bu şaklabanlık daha ne kadar sürecek? Koca koca adamların atmadığı takla kalmadı. Konu unutulsun diye erteleye erteleye bir hal oldular.
Bir gün kırmızı ışıkta aracınızla durmayıp geçtiğinizi düşünün. Tanıdık geldi değil mi bu durum? Ve ardından da polise yakalandığınızı. Yakalandığınızda ne yapayım herkes geçiyor diye kendinizi savunabilir misiniz? Ya da kendinizi böyle savunmalı mısınız? Bu savunma biçimi neyi kanıtlar? Bir yanlış yapacaksınız ve başkaları da bu yanlışı yapıyor diye kendinizi aklamaya çalışacaksınız. Yahu geçin bunları artık. Koca koca adamlar gibi görünüyorsunuz ya hani... Kravatlı, takım elbiseli... En azından göründüğünüz kadar "adam" olmaya çalışın.
Bir de şimdi şike yapanların küme düşme cezasının kaldırılmasına çalışıyorlar.Dehşet içinde izliyorum. Nutkum tutuluyor, konuşamıyorum. Gözüm faltaşı gibi açılıyor, bakakalıyorum. Şikeye hapis cezasının kaldırılması için bakan ziyaret ediyor, toplantılar düzenliyorlar. Dehşetim daha da artıyor.
Play-off diye bir sistem devşirdiler. Hem de nereden? Belçika'dan, Finlandiya'dan? Neymiş şikeyi önleyeceklermiş. Ligi anlamsız ve önemsiz hale getirdi bu uygulama. Beşiktaş maçını izlerken kendi kendime düşündüm. Ne olacak ki Beşiktaş'ı yenseniz. Otuz dört haftayı lider olarak bitirseniz ne olacak? Şampiyonluğu getirmeyecek ki bu başarılar. Sonunda bir daha Anadolu takımlarının şampiyon olamamasını sağlamak değil mi amaç? Düşünsenize dörtlü gruba üç İstanbul takımıyla kaldığınızı... Üç kez İstanbul'a deplasmana gideceksiniz. Oralarda sizi doğrayacaklar. Oralara geldiğinize pişman edecekler. Son bir kaç yıla bakarsanız: İstanbul takımlarının devre dışı kalmalarını önlemekten başka bir işe yaramayacak olan bir uygulama kolaylıkla görebilirsiniz. Kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın.
Afedersiniz! Yalnızca İstanbul takımlarının devre dışı kalmasını önlemiyor. Bir amacı daha var bu kararın. Yayıncı kuruluşa daha çok para kazandırmak. Bol laf üretmekle, çözümü sürekli ertelemekle bunların görülmemesini, görebilenlerin de kanıksamasını sağlamaya çalışıyorlar.
Bu güne kadar olan olaylar Fenerbahçe'nin değil de Manisaspor'un başına gelseydi olabilecekleri tahmin edebiliyor musunuz? Kişiye özel, kuruma özel, paraya özel bir hukuk olur mu? Ya da olmalı mı? Bu işin sonu nereye varacak. Manisa'ya, Bursa'ya, Yozgat'a olsa anında uygulanacak çözümler Fenerbahçe'ye, Beşiktaş'a niye uygulanmıyor? İlle de UEFA'nın devreye girmesi mi gerekiyor?
Yaz günlerinde eski bir futbolcu arkadaşımla konuşuyorduk. O "bu ülkede bu camianın içinde yıllarını geçiren biri olarak söylüyorum, bu işin üstünü örterler, göreceksin" dedi. Ben de ona "hayatının beş yılını orta avrupada yaşamış biri olarak söylüyorum, bu işin üstünü örttürmezler" dedim. İlk adım benim dediğim gibi oldu. Son adım da UEFA'nın dediği gibi olacaktır. Ama federasyon üzerine düşeni yapmadıkça, olan bizim onurumuza olacaktır.
Sonra o onuru parayla satın alamayacağız. Çünkü onurun para karşılığı yoktur. Sabah traş olurken baktıkları aynada "adam" göremeyenlerin haberi olsun.
Tonguç AKKUŞ
Ankara, 29 Eylül 2011
29.09.2011 17:21:47, Tonguç Akkuş
Bu yazı 6887
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.