Bursaspor sahaya çıktığında dikkatimi ilk çeken şey, doğal olarak turuncu formalar oldu. Bu tercih çok önemli olmasa da önemli bir ayrıntı olarak analiz edilmeye değer.
Bir takımın iç sahada kendi renklerinden oluşan formaları tercih ettiğini, alternatif formaların da istisnai durumlarda dış sahada kullanıldığı kabulünden yola çıkarak birkaç tez ortaya çıkardım.
Konyaspor düz beyaz formayla gelmiş olabilir. Peki neden düz yeşil forma tercih edilmemişti.
Yeşil-beyaz forma ile çıkmak, rakip için son şampiyona karşı pozitif motivasyon unsuru olabilirdi. Nitekim geçen sezonun son iç saha maçlarında rakiplerimiz ekstra motivasyonla oynamışlardı. Ayrıca müsabakanın sezonun ilk maçı olması ve televizyondan naklen veriliyor olması, rakibin henüz bir alt ligden çıkmış olup kendini kanıtlama çabasında olabileceği durumu motivasyonun derecesini arttırıyordu. Turuncu formanın tercihini bu varsayım tetiklemiş olabilirdi.
Buna bir kontra-tez de çıkartılabilir. Klasik renklerdeki forma ile çıkarak şampiyonla oynadıkları mesajını vererek rakibi daha maçın başında sindirmek ve sonuca gitme fikri de mantıksız sayılmaz.
Forma dışında herşey bildiğimiz gibiydi Bursaspor'da. Taraftarın coşkusu, takım formasyonu ve sistemi, oyun isteği geçen sezonda bıraktığımız gibiydi. Hatta yeni transferler, restore edilen stadyum ve kusursuz çim zemin bu havayı daha da arttırıyordu.
İlk yarım saat takım antrenman havasındaydı. Takım 50-60 metrede sürekli pas çevirdi, rakip boşluk bırakmadıkça karşı kaleye gitmeye niyetsiz bir görüntü çizdiler. Bu fotoğraf, Bursaspor'un bu sezon iç sahada ortaya koyacağı oyun karakteri için bir ipucu verdi. Bu sezon yeşil-beyazlılar topu daha fazla kontrol edecek, oyunu yavaş yavaş rakip yarıalana yıkacak. Ayrıca geçen yılın aksine uzun menzilden gol denemelerini bu sezon sıklıkla göreceğimizi umuyorum. Top hakimiyetleri ve şutları iyi olan Insua,Nunez ve hatta Stepanov transferleri de bu düşünceyi doğrular nitelikte. Bursaspor artık şampiyon apoletli bir takım, bu durum da rakip takımları özellikle Bursa'da farklı oynamaya motive ediyor.
İlkyarının son 15 dakikası bambaşka bir Bursaspor izledik. Kaptan Ömer'i bile bir ara rakip sahanın birinci bölgesinde görmek tüm tarafları keyiflendirmeye yetmişti. Kanatlardan gelen bu baskı net pozisyon getirmese de rakibin dengesini bozmaya başlamıştı. Gol de beklenilen bir dakikada, fakat umulmadık bir organizasyonla geliyordu. Sercan'ın attığı bu gol, kendisi için telafuz edilen market değerini haketmediğini düşünenlere bir cevap niteliği de taşıyordu adeta.
Bu golün ardından gollerin devam edeceği yönünde kimsenin şüphesi yoktu. Fakat rakibin fark yememeyi puana tercih etmesi; Bursaspor'u, birkaç şut denemesi haricinde pozisyon kısırlığından kurtaramadı. İkinci golü bulamasak da Nunez'in fantastik vuruşları kısır skora krema oldu.
Bu maçta bir kez daha gördük ki, Hüseyin Cimşir takım savunması anlamında Bursaspor'un olmazsa olmazı. Ozan İpek'in, Vederson'lu oyun kurgusunda hücumda etkili görünmemesi, savunmaya ve orta sol iç bölgeye destek vermesinden kaynaklanıyor. Nunez adaptasyon sürecini çabuk atlatacakmış gibi bir görüntü verdi. Cezaalanı santraforu özelliklerine yüzde yüz sahip olmasa da, gerek uzak mesafeli golleri ile, gerekse de forvetlerimize attıracağı gollerle takıma katkı verebileceğinin sinyallerini verdi. Stoperdeki Stepanov-Ömer tandemi yüksek tempolu maçlarda handikap yaratabilir, bu tip maçlarda tandemde İbrahim gibi hızlı bir stoper de yer almalı.
Bu hafta Bursaspor Ali Sami Yen'de. Karşısında bir daha böylesi dişine göre yakalayamayacağı bir Galatasaray var. Yeşil-beyazlılar lige galibiyetle başlamışken seri yakalamak için bu fırsatı kaçırmayacaktır.
20.08.2010 15:12:17, Ferda Peker
Bu yazı 5245
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.
