Uludağ’ın insanları, Bursa’nın mühendisleri (2) Bir önceki Pazar 29 Ağustosta, konu başlıklı ilk yazımda (26/8) bildirdiğim gibi sabah saat 07’de Makine Mühendisleri Odası önünden Uludağ’ın öksüz kalmış yüzüne olan yolculuğumuz başladı.
Başladı diyorum ancak, benimki değil. Sabah 06.30 kalkmama karşın evin sevimli sakini pico, yani sekiz aylık teriyer finonun gezdirilmesi, yemeğinin hazırlanması derken kendime ancak yüzümü yıkayacak zaman kalmıştı. Arabayı çalıştırıp, beş metre gitmiştim ki, lastiğin patlamış olduğunu anladım. Arabayı yerine bırakıp taksi aramaya çıktım. Rastlantıyla bir tane buldum ve evet, hareket noktasına geldiğimde herkes çoktan gitmişti. Tekrar geri arabamın başına döndüm. Lastiği değiştirdim, yola koyuldum. Saat 08,00. “İnşallah” dedim,”Bütün aksilikler bu kadarla kalır.” Üstelik yağışlı havanın habercisi ilk damlalar çoktan başlamıştı. “İster misin, dağda hava bozmuş olsun, gezi iptal edilsin!” Neyse ki, başka aksilik olmadı.
Orhaneli’ne doğru arabamı sürdüm. Binek aracı ile otobüslere yetişmek daha kolaydı. Öylece oldu. Erenler Köyü yol üzerindeki kahvede çay molası vermişlerdi. Dağ Der’den Özer Güleç, adı üzerinde gülümseyerek “Hoş geldin!” derken, Makine Mühendisleri Oda başkanı sevgili Hakkı Kavurmacı ile kucaklaşmamız bir oldu. Birazdan da İnşaat Mühendisleri Odası başkanı kendisi de dağlı, Adem Özdemir’in grubunu taşıyan otobüs bize katıldı. Yolculuk planlandığı gibi tam da odaların önünden değilse bile, Erenler Köyü kahvesinden başlamış oldu. Hemen işin kurmayları duruma el koydu; Özer Güleç ve Şinasi Çelikkol. Meğer önceden zaten izlenecek yol üzerinde gidilecek yerler ile ilgili tarih ve kültürel değerler hakkında kısa notlar hazırlamış, yol haritasından birer suret hazırlayıp, katılanlara dağıtmaya başlamışlardı bile. Hava düzelmeye başlamış, dağda bizi kötü bir havanın beklemediğinden emin olmuştuk. Tavşankanı çaylardan sonra yola koyulduk. Saat 09.00. Orhaneli Belediye Binasında gezginler için Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu güler yüzüyle “Merhaba!” derken, zarif bir kahvaltı sofrasına konuklarını buyur ediyordu. Tatlıoğlu konuklarını hoş geldinliyor, gördük-
leri ilgiden mutlu, ilçede yürüyerek kısa bir gezintiye katılanları davet ediyordu. Özer Güleç kardeşimiz de geziye vesile olmam nedeniyle bana ve özellikle katılanların gösterdiği ilgiye teşekkür ediyor, kahvaltının sona ermesiyle Başkan Tatlıoğlu’nun bizzat mihmandarlığını yaptığı kısa bir ilçe turuna başlıyorduk. Sokakları temiz, mütevazı bir ilçe. Eski Türk evlerinin korunması için çalışacaklarını bildiriyor. Hadriyanus kale kalıntılarını da gezdikten sonra ilgilerimizin devamını diliyor Başkan. Kendisine veda ediyor soluğu Büyükorhan’da alıyoruz.
İlçe merkezindeki kahvede Belediye başkanı Mehmet Acaroğlu bekliyor bizi ekibiyle. Kısa bir çay molasından sonra, buna “hoş geldin çayı” deniyor; konuklar nefeslenmiş oluyor. Topluca Dereli Köyü Bazilikasına yolculuk. Orada bizi bir sürpriz bekliyor. Köyün kadınları yaktıkları orman ateşindeki tandırlar üzerinde açtıkları yağlı gözleme, taze lor eşliğinde, taze ayranla karşılıyorlar bizi. Bazilika etrafındaki iri muntazam taşlar, buralarda ciddi bir arkeolojik kazının gerekli olduğunun ip uçlarını veriyor. Aynı görüntüleri Orhaneli kale kalıntılarında da görmüştük. Öyle ki, tarla sınırlarını köylüler Roma sütun başları, parçaları ile ayırmışlardı. Bir kısmı kırılmış lâtince yazılı taşlar da gördük. Üstelik hemen toprak altında uç vermiş kilise taban mozaiklerini de gösterdi bize Başkan. Belli ki geniş ve çok önemli bir yerleşim alanı üzerinde dolaşıyorduk ve “bulun beni!” diyordu tarih! Diyordu da, Kültür Müdürlüğü ile, Müze Müdürlüğü, git gel sekiz saatlik mesai dışında ne yapıyor bilmem! Bakan Mumcu; “Paramız var. Ciddi proje yok!” Diyor. İşte dağ. “Keşiş Dağı” proje bekliyor. İkon Kırıcılık döneminden kalma önemli buluntular var oralarda. Biraz yatırım ve araştırma ile, bundan ala turizm yatırımı mı olur? Zeugma’yı kıskandıracak mozaikler var dağda. Uluslar arası kaynak da sağlanır bu kazılara. Yok mu ilgilenen beyler, bürokratlar?
Harmancık ne zaman gitsem bende bir terkedilmişlik, üvey evlat kadersizliği gibi bir duyguyu çağrıştırır. Genç Belediye Başkanı Ahmet Tufan Kütahya üzerinden Balıkesir’e bağlanacak yolda görüyor ilçenin kurtuluşunu. Katıldığımız düğünde “düğün yemeği” yedik, “Grup Mu bulen” müzik topluluğunu dinledik. Yöreseldi, güzeldi. Çökertmeyi oynadılar. Çocuklar dahi öğrenmiş. Sonra başkan bizi Veyisoğlu konağı gezisine götürdü. Konağın geçen yıla göre geldiği durumuna üzülmemek elde değildi. Daha bir çökmüş, daha bir yıpranmış, daha bir uğrulanmış, ilgisiz ve vefasızlığın karşısında yok olmanın çaresizliği içindeki boynu bükük haline isyan ettim. Belediye yoksul, halk yoksul... Sanki ben neydim ki?
Başkan, Vali’den ilgilenme sözü aldığı gibi bir şeyler söyledi. İnşallah öyledir. Osmanlı’nın yaşam düzey ve yönetim anlayışının çok tipik bir örnek kalıntısıdır o konak. Bir tarih belgesidir. Gerek inşa tekniği, gerekse iç ve dış mimarisi Türk’ün ulaştığı bir uygarlık simgesidir. Giderek yok olması çok üzücü. Yazmaktan başka elimden bir şey gelmiyor.
Harmancık’ta düğün evinde yapılan konuşmalarda Özer Güleç kardeşim benim için tekrar söz alıp geziye bulunduğum katkı ve dağa gösterdiğim ilgi için “Ellerinden öperim Tankut abimin!” demişti. Ben de burada o gün yaptığı konuşmada sevgili dostumuz Hakkı Kavurmacı’ya: “Geldik ve gezdik. Gördüğümüz misafirperverlikten büyük zevk aldık. Anladık ki, kent sadece yaşadığımız alanlar değil, çok daha geniş alanlardır. Gördüklerimizden çokça etkilendik. Dönünce arkadaşlarımla bir değerlendirme yapacağız. Bakalım dağ ve insanı için neler yapabiliriz?” Sözünü hatırlatıyorum.
Sayın Kavurmacı, inanın siz Bursa’nın mühendisleri bu dağ için çok şeyler yapabilirsiniz. Eğer yaparsanız ben Tankut Sözeri, bütün mühendislerin ellerinden öperim; onurdur.
09.10.2004 00:00:40, Tankut Sözeri
Bu yazı 3408
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.