Bursa - Kayseri... Bugünlerde Bursa’yı bir başka şekilde parsellemek isteyenlerin dilinde bir Kayseri türküsü var. Kayseri Stadı’nın nasıl yapıldığını anlata anlata bitiremiyorlar. Kayseri’nin Bursa’yı çoktaaan geçtiğini savunuyorlar…
Dünkü Cumhuriyet Bilim Teknoloji’de Doğan Kuban, Kayseri’nin ne hale getirildiğini anlattığı yazısının başlığı da çarpıcıydı:
Kayseri: Tarihini otomobil ve yüksek yapıya feda eden kent…
Bursa’da yeni dönemde kafalarının içindeki operasyonları yapma adına her yolu deneyenlerin örnek diye gösterdiği Kayseri’nin son dönemde ne hale getirildiğini Kuban’ın yazısından bazı bölümler bize çarpıcı şekilde anlatıyor:
-Dümdüz ovada kurulmuş Kayseri’de,’Melih Gökçek’ üslubu birtakım yer altı geçitleri açmışlar. Bir tanesi bir türbenin neredeyse temelinden geçmiş. 13. yüzyıl ortasının en gül yapıtlarından biri olan Döner Kümbet… Kümbet neredeyse koca bir yolun kaldırımında. Kayseri Belediyesi bu yapıları toplayıp neden bir depoya doldurmuyor. Bir ortaçağ anıtını çirkin yüksek yapılar arasında kaybetmek, bir depoya kaldırmak kadar kötü bir uygulamadır.
- Kayseri tek bir şey ifade ediyor. Arsa spekülasyonu. Estetik ise’m2 estetiği’dir. Gerçi bu açıdan Türk kentlerinden pek farklı değil. Bereket insan elinin bozamadığı bir Erciyes manzarası var.
-Kayseri kendi geçmişinin hazinelerini bir hırdavatçı dükkanındaki paslı eşyalar kadar önem vermiş. Kümbetler, medreseler, camiler 14- 18 katlı ince uzun acayip apartman blokları arasında ve araba trafiğinde esir alınmışlar. Bu çalışama programı da ‘El-hak’ ustaca halledilmiş. Üniversite Kampusu içinden otoyol geçiyor. Bereket Ürgüp ve Göreme var. Bilinci rahatsız olan gezginin ruhuna biraz dinginlik getiren Erciyes var.
Kayseri süslü içeriksiz sözler arkasında tarihini yüksek yapıya, otomobile, bilgisizliğe, çirkinliğe teslim etmiş. Bu insanlar, ‘Sinan’ günleri ya da haftalarını neden kutluyorlar acaba? O duyarsız renkli ayakkabı kutularını yıkıp tarihi mirasın çevresine bahçeler yapın. Böylece kent de çağdaş bir kente biraz benzeyebilir. Türkiye tarifsiz bir Amerika değildir. Fakat orada bile sadece ayakkabı kutularından ve yollarından oluşan kentler yok. Bütün binalar göğe tırmanmıyor ve insanlar bahçeler içinde bir iki katlı evlerde oturuyorlar. Ticaret merkezi dışında pek çok park var.
-Bu kadar tarihe saygısız, insanı dışlamış kent bulmak neredeyse olanaksız. Bu kent kararlarını verenleri yetiştiren kültür ortamını biz ortaçağın hangi ikliminde yaratıyoruz? Kayseri gibi kentleşme felaketlerinin üzerine gitmek için kenti satın alan kırsal kültürün çağdaşlaşması gerek.
* * *
Yukarıdaki alıntılardaki Kayseri sözcüğünü çıkarın Bursa’yı ekleyin. Bu kentte yaşananlardan Kayseri’den aktarılanlar arasında bir fark var mı?
Kayseri’nin bu yüzünü görmek istemeyenler Bursa’nın gündemine ikide bir ısıtıp ısıtıp “Kayseri Bursa’yı geçti… Stadını bile yaptı…” aldatmacasını sunuyorlar.
Yerseniz…
Bursa bu kadar ucuz mönülere meze olmamalı.
28.04.2007 13:03:14, Levent Gencelli
Bu yazı 5628
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.