Karagöz Evsiz Kaldı Karagöz Hayal Perdesi nasıl başlar bilirsiniz. Hacivat Çelebi Karagöz’ün evinin önüne gelir ve başlar bağırmaya; —Yar bana bir eğlence… Sesini yükseltir; Yar bana bir eğlence… Gene sesini yükseltir, bağırır: Yar bana bir eğlenceee! Derken izleyen çoluk çocuk yaygarayı basar; —Başlar mısın, başlayalım mı, Karkagöz’ün evini taşlayalım mı? Karagöz çaresiz evin üst penceresinden görünür: —Yahu! Ne şamata ediyorsun, sus çocuk uyuyor! derken Hacivat’ın yanına iner ve başlar şamata. Seyirci oyuna ısınmıştır artık.
Ne yazık ki, Dünya rehber kitapları litaratürüne giren, artık bütün Dünya’da “Karagöz Evi/Müzesi” olarak bilinen evinden atılıyor Karagöz. Hacivat gelip de o ünlü tiradını söyleyemeyecek, Karagöz için de çocuklar o ünlü şamatayı koparamayacaklar artık. Çünkü Karagöz EVSİZDİR artık. Karagöz’ün EVİ yoksa oyun nasıl başlasın? Geçenlerde Bursa Büyükkent’ten binayı “tahliye” ihtarnamesini aldılar çünkü. Türkiye 4895 sayılı Kanunla, UNESCO Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu faaliyetlerine katılma kararı almış ve bunu Birleşmiş Milletler’e bildirmiştir. Ülke olarak bu yasa kapsamı ile katıldığımız Unesco’ya bağlı merkezi Fransa’da olan ve dünyada kuklacılık sanatı ile ilgilenen herkesin bu sanat yolu ile din, ırk ve siyasi görüş ayrımı yapmadan dünya barışına ve insanların karşılıklı olarak birbirlerini daha iyi anlamalarına hizmet amacı ile kurulan UNIMA, Union Internationale de la Marionnette’in bir kolu olarak Ankara’da Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği, Türkiye Milli Merkezi kurulmuş. Bu kuruluşun şubesi de Bursa’da Şinasi Çelikkol ve bir takım gönüllü sanatseverlerce hayata geçirilmiş ve 15 yılı aşkın bir süredir, kendi olanakları ile bürokratik birçok engellemelere karşın Bursa’yı KARAGÖZ Gölge Oyunu’nda dünyaya tanıtmayı, Türkiye’de Karagöz sanatının tekrar canlanmasını sağlayabilmiş nadir insanlardır.
“Bursa Uluslar arası Karagöz festivalini”, kentimizin dünyada bir kültür markası olarak ortaya çıkmasında Bursa’ya hediye etmişlerdir. Polis’in, uluslar arası sanatçıların pasaport suretlerini istemeleri, kalacakları yerlerin, adlarının bildirilmesi gibi çıkarılan daha nice zorluklar aşılmış, çırak okulları açılarak yeni sanatçılar yetiştirilmiştir. Yoğun emek ve gönül işi bunlar.
Bazen Kültür Bakanlığının, bazen yerel yönetimlerin ve en çok Bursa Ticaret ve Sanayi Odasının katkılarıyla ve sonunda Ekrem Saker zamanında sağlanan destekle bu Festival Bursa’mızı dünyanın birçok ülkesinde Uluslararası Festivaller listesine alınmasına neden olmuştur. Eğer yeterli olanak sağlanabilse, bu olayın önemi tam olarak anlaşılabilse katılımlar çok daha geniş ve dünyada farklı boyutlarda ses getirebilecek düzeyde olabilecektir.
Sanat, o işe yaşam biçimi olarak gönül verenlerin meşakkatli işidir. Emir komuta ya da bürokrasinin çarkları arasında yürümez ama erir, gider. Şimdi Karagöz birçok zorluğa göğüs geren bir avuç sanatçının aç bilaç ve büyük zorluklara katlanması sonucu öyle bir yere geldi ki artık, anlaşılan birilerinin de iştihasını kabarttı her halde. Çünkü Çelikkol ve arkadaşlarının uzun yıllar içinde gerek kukla ve gerekse giysi ve deri malzemelerden ürünlerle gerçekten BİR MÜZE HAVASI kazandırdıkları bu ev dünya gezi kitaplar litaratürüne KARAGÖZ EVİ-MÜZESİ olarak girmiş bulunuyor. Kentimize gelen birçok turistin burayı ziyaret etmek istedikleri, onlar için özel oyunlar düzenlendiğini biliyorum. Yapılan, dışarıdan görüldüğü gibi kolay bir iş değildir. Hele kazancı, birilerinin ağzının suyunu akıtacak kadar hiç değildir. KARAGÖZ’ün evini, KARAGÖZ’den alanlar burada ne yapacaklar? Hiç, boş dört duvarları gösterecekler gelene, içeride belki de bir hayal perdesi ve becerisi kendinden menkul bir zat ve bir takım zerzevat… Hepsi bu kadar, Ev, litaratürlerden çıkacak. Olacak bu!
Oyun nasıl başlar bilirsiniz: Hacivat Karagöz’ün evi önüne gelir: —Yar bana bir eğlenceee! Diye bağırır ama, “Başlar mısın, başlayalım mı!..” nakaratını söyleyecek çocuklar yoktur. Karagöz evin penceresinden görünür: —Hiç bağırma Hacı Cavcav, bizde bu kuyruk acısı varken, bizi çadır paklar, çadır. Yıktılar evi, ettiler viran, sahibi yok ki, haber vereyim heman! O sırada Yunanlı KARAGIOZIS çıkar ortaya, seslenir: — Üzülme vre Karagöz Efendi. Gelesin bizim Atina’da Maroussi Belediyesine ait, Eugenios Spatharis Efendinin müzesi vardır. Orda seninle dört kol çengi oynarız, çadır sana yakışır?
21.09.2006 19:33:39, Tankut Sözeri
Bu yazı 4081
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.