Bursaspor'un kendini anlatma sorunu ve bir çuval incir üzerine...
Ankara'daki 'Bursaspor Gecesi'ne skandallar zinciri damgasını vurdu. Yıllardır basına kendimizi anlatamamaktan dert yanarken, başkentteki Şampiyon Bursaspor gecesinde üç beş kendini bilmezin aralarında gönülden Bursaspor taraftarlarının da bulunduğu basın emekçilerine yaptığı saygısızlık aslında her şeyi anlatıyordu…
Bursaspor'un 2009-2010 sezonuda şampiyon olup, Türk futbolunda tarih yazdığı gün bile İstanbul medyası neden "üç büyüklerin" şampiyon olamadığını tartışıyordu.
Haber kanallarından prime time televizyonlarına kadar görsel medyadaki tartışma programlarının gedikli katılımcıları, şampiyon olan takımdan söz etmek yerine, Bizans triosunun neden bu hale düştüğü üzerine ahkam kesmekteydiler.
Üç cümle, beş satırla Bursaspor'u kutlasalar bile, şampiyonluk ipini göğüslemiş olan bu Anadolu takımı, ne İstanbul medyasının ne de İstanbul medyasını yönlendirenlerin gündemindeydi.
Deyim yerindeyse, şampiyon olan takım, medya için dış kapının dış mandalıydı.
Bursa'nın yerel medyası, ulusal yayın organlarının neden Bursaspor'u görmezden geldiğini, neden sözkonusu kanallarda Bursaspor'a yakın isimlerin tartışmacı olarak yer almadığını konuşadursun, asıl sorunu çözmek için kimse adım atmaya yanaşmıyordu.
Peki asıl sorun neydi?
Bursaspor, ciddi anlamda bir imaj, görünürlük ve tanınırlık sıkıntısı yaşıyordu.
Bunun aşılması için de kapsamlı ve bilimsel yaklaşımlarla şekillendirilecek bir halkla ilişkiler çalışmasına gereksinim vardı.
Yöneticilerin ve teknik ekibin günübirlik demeçleriyle, Sercan'ın Volkan'ın aşk hikayeleri ile bu sıkıntının ortadan kaldırılamayacağı belliydi.
Üstelik, Beşiktaş maçı örneğinde olduğu gibi taraftarların karıştığı olaylar, Bizans triosu muhiplerinin nemalandığı internet sitelerinde bire bin katılarak büyütülüyor ve haksız yere koskoca Bursaspor camiası zan altında bırakılıyordu.
Bu yazılarda Bursa, Bursaspor ve Bursaspor taraftarlarına yönelik hakaret, suçlama ve aşağılamaya ilişkin ne aranırsa, bulunabiliyordu.
Üç beş tane gönüllü taraftar grubunun tepkisi dışında kimse çıkıp da bu aklıevvellerden de hesap sormuyordu.
İşte bu noktada şu sorunun yanıtı büyük önem taşımakta?
Bursaspor, imaj, görünürlük ve tanınırlık sıkıntısını aşabilir mi?
Maalesef hayır...
Çünkü, bu sıkıntıyı aşmak için önce ciddi anlamda bir zihniyet değişikliği gerekmektedir ve maalesef Bursaspor'un çevresine odaklanmış ve kulüpten nemalanmak isteyen çıkar grupları bu zihniyet değişikliğinin önüne geçmektedir.
Bu durumun en güzel örneği 17 Aralık akşamı Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle "Yeşil Bursam Derneği, Ankara Bursam Derneği, Bursaspor Kulübü ve Bursa Fan Kulüp" tarafından Ankara'da Başkentte Bursa ve Şampiyon Bursaspor Gecesi'nde ortaya çıktı.
Geceye, devlet bakanları Faruk Nafiz Özak, Selma Aliye Kavaf, Faruk Çelik ve Zafer Çağlayan, Bursa Valisi Şahabettin Harput, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Bursa milletvekilleri, Ankara'daki Bursalı bürokratlar, Bursa'daki sanayi ve işadamı derneklerinin temsilcileri ile Bursaspor, Gençlerbirliği ve Ankaragücü kulüplerinin yöneticileri davet edilmişti
Ancak, gecede tam bir skandal yaşandı.
Geceden kısa bir süre önce Ankara'daki Bursam Derneği Başkanı İsmet Kazancı ve derneğin yönetim kurulu üyesi Raif Çakır; aynı zamanda Bursaspor Taraftarlar Derneği Ankara Şubesi'nin de Başkanı olan Hürriyet Gazetesi'nin çalışkan muhabiri Eray Görgülü'den ricacı olup, tanıdığı ne kadar muhabir, fotomuhabiri, kameraman varsa geceye davet etmesini istemişlerdi.
Eray Görgülü de bu ricayı kırmamış ve sayıları 20'nin üzerinde olan basın emekçisi arkadaşının geceye gelmesini sağlamıştı.
Gece, en çok izlenen haber kanallarından, prime time televizyonlarına, ulusal gazetelerin tümünden, yerel basına kadar birçok medya organında haber olacaktı.
İşte skandal da bu noktada patladı.
Çünkü, Bursa ve Şampiyon Bursaspor Gecesi'ni düzenleyenler geceyi izleyecek basın mensuplarına yer ayırma zahmetine girmemişlerdi. Girmedikleri gibi yemeğin verileceği salonun kapısındaki görevlilere, basın mensuplarının içeri alınması talimatı da vermemişlerdi.
Anlaşılan oydu ki; birileri geceye katılan bakan, milletvekili, vali, belediye başkanı gibi önde gelen zevata sadece kendini gösterme kaygısı içine girmiş, kendine ve yakın çevresine protokol masasından yer ayırmış; sonra basını unutuvermişti.
Bu aslında "ben kendimi göstereyim de Bursaspor'un gecesini Türkiye'nin görmesine gerek yok" zihniyetinin bir tezahürüydü.
Kendilerini gösterdiler de...
Milletvekillerinin, bakanların ve belediye başkanlarının karşısında önlerini ilikleyip kendilerini takdim ettiler ve önde gelen zevatın takdirlerine mahzar oldular!
Geceyi izlemeye gelen ve Bursaspor'u ve Bursaspor camiasını bir nezbe de olsa Türkiye gündemine taşımak için oraya gelen gazeteciler ise önce kapıda kaldı.
Binbir zorlukla, -elinde kamera olan kameraman bile basın kartını göstemek zorunda kalıp- içeri girdikten sonra, bu kez oturacak ve kamera tripodunu kuracak yer bulma sıkıntısı başgösterdi.
Çünkü, ne geceyi düzenleyenler ne de başkaları, gazetecilere çalışacak yer bulamıyordu. Basın emekçileri önce bir masaya oturtuldu daha sonra yanlarına gelen biri "siz buraya yeyip içmeye mi geldiniz yoksa çalışmaya mı/" diyerek masadan kaldırıldı.
Kendilerine salonun ücra bir köşesinde yer gösterildi.
Gazeteciler de bu durumu protesto edip salondan ayrıldı.
Ortada ellerinde davetli listesi ile dolaşan ve Bursaspor ile Bursa'ya ne kadar hizmet ettiği kendinden menkul bazıları ile olup biteni görmezden gelmeyi tercih etti.
Böylece; belki milyonlarca TL harcayıp gerçekleştirilebilecek bir tanıtım faaliyetinin, sadece ve sadece Eray Görgülü'nün çabalarıyla bedavaya yapılması şansı da ortadan kalkmış oldu.
Ez cümle, bir çuval incir; birilerinin kendini öne çıkarma, kendini gösterme çabası nedeniyle berbat olmuş, böylesine güzel bir fırsat kaçırılmıştı.
Gazetecilerin ayrılmasından hemen sonra, geceye katılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de yemeğini yemeden ve programı izlemeden salondan ayrıldı.
Önce, Melih Gökçek'in nezaketen salona uğradığı fazla kalamadığı için ayrıldığı zannedilse de ertesi gün, Ankara basınının maruz kaldığı muameleyi protesto edip oteli terkettiği bilgisi kulislere yansıdı.
Skandallar bununla da bitmedi.
Geceye, ne Bursaspor Taraftarlar Derneği Başkanı Mesut Ağrak ne de derneğin Ankara şubesinin yöneticileri ve üyeleri davet edilmişti.
Demek ki; birilerine göre Bursayı ve Bursasporu sadece kendileri temsil ediyordu.
Koskoca bir caminanın içinden çıkan derneğin üyeleri ve yöneticileri ise ayrık otu muamelesine layık görülüyordu.
Mesut Ağrak, geceyi düzenleyenlere sitem edip, "Valla ben davet edilmedim ama yine de geldim" derken, derneğin Ankara şubesinin yöneticileri salonu terkederek tepkilerini ortaya koymayı tercih etti.
Gecenin ardından yine kulislere yansıyan bilgilere göre, Devlet Bakanı Faruk Çelik'le Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe de yaşanan düzensizlikten şikayetçi oldu. Faruk Çelik'in bir yakınına "Bir daha Ankara'daki Bursam Derneği'yle organizasyona girişmeyin" dediği de öğrenildi.
İşte, skandal dolu bir gece böyle yaşandı Başkentte.
18.12.2010 16:47:08, Bahadır S. Dilek
Bu yazı 7021
kez okunmuştur.
Sitedeki yazılardan yazarların kendisi sorumludur; site yönetimi
yazılardan sorumlu tutulamaz.
Bursaspor için internet üzerinde hazırlanmış ilk
internet sitesi "Bursaspor. net" Grup ÇEYNÇ Tarafından
Hazırlanmaktadır...
Sitenin alt yapısı ve yazılımı Profornet tarafından
sağlanmaktadır.
